16 Mart 2015 Pazartesi

Begüm'ün Çandır'da bir günü

Nihayet blogda benden (yani Emre'den) başka biri daha yazıyor. ((: Huzurlarınızda Begüm:
----------------------------

Ben yazmayı severim. Son bir yılda armağan ekonomisiyle, topluluk olmakla, Findhorn'daki
yeni hikaye zirvesiyle vs. ilgili 5 kitapçık yazdım. Bu sefer ise farklı. Çandır'daki son misafirimiz Ömürden 'Bunları yazın' dedi. Ben de ilk defa burada Çandır'daki yaşantımızı kendi açımdan yazıyorum.

Kırsala yerleşen birçok insan ve topluluğumuzun diğer üyelerinden farklı olarak bende pek toprak merakı yok. Ne permakültür eğitimi aldım ne birşey. Peki benim gibi bir insanın kırsalda yaşayan bir toplulukta ne işi olabilir? Toprakla uğraşmıyorsam, hayvanlarımız yoksa ne işe yararım ben?
Aslında bu sorunun cevabını size günlük yaşantımızdan bir kesitle aktarabilirim sanıyorum.
Sabah istediğim saatte kalkıyorum. Limonlu, ballı ılık su içerim güzel temizler içimi. Sonra bazı yoga hareket leri ve şamanik danstan oluşan bir seri sabah ritüelimi yaparım. Hemen sonrasında biraz meditasyon ve genellikle melek kartı okuması. Bu okumalarda günlük mesajlar olduğu kadar toplulukla ilgili sorular da sorabiliyorum.

Sonrasında kahvaltıyı birlikte hazırlar, birlikte ederiz, sessiz dualar ve şükürlerle. Sonrasında bazen çemberimiz olur. Çember topluluğumuz için olmazsa olmaz bir iletişim yolu. Misafirlerimiz varsa onlar da katılır. Maddi konularda karar almak, sadece kendimizi ifade etmek ve bazen öylesine sessiz durmak için birebirdir çemberler. Zaten artık kendi aramızdaki iletisim de çember kıvamına
geldi sanırım.

Ben gün içinde canım ne istiyorsa onu yaparım. Emre ve Burcu bu konuda epey heveslendirirler beni. Örneğin son zamanlarda duvarımıza ay takviminin burçlarıyla ilgili bilgileri hazırlayıp astım. Misafirimiz varsa gezdirir, komşu ziyaretleri yapar, bizim köydeki ve Dalyan'daki arkadaşlarla toplaşmalar düzenler, yeni ay ve dolunayda mutlaka özel meditsyonlar, ritüeller yaparım. Bunlara genelde Burcu'cum da katılır. Şimdi bahar ekim zamanı geldi, bahçemizde de güzel, özel ritüeller yaparız inşallah. Bunlar için 'Cadının Bahcesi, Mutfağı' gibi kitaplardan yararlandığım gibi dünyanın dörtbir yanından tanıdığım insanın desteğini de görüyorum.

Günümün bir kısmı da fiziksel olarak uzakta olup, gönlümde topluluğun parcası olan can arkadaşlarimla facrbook ve telefon görüsmeleriyle geçiyor. Onlara 'gezici komün' diyorum ben. Hepsi bana ilham veriyor, hepsine destek olmaya çalışıyorum elimden geldiğince. Hazır olduğumuzda, zamanı geldiğinde daha fazla kişiyle yaşayabilecegimi düşünüyorum. Ve hayalimde alternatif bir okul var...

Devamı sonralara (:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder